Adoro la favola della Bella e la Bestia e ho amato anche questo libro, anche se il mio preferito rimane il secondo. Essendo ambientato per la maggior parte in Scozia è più concentrato sulla coppia e meno sulla ricerca del traditore, cosa che ho apprezzato, ma poi non mi è piaciuto l'espediente che la Hoyt ha usato per sistemare le cose con il duca di Lister, anche se mi sono divertita a leggerlo. Legend of the Four Soldiers serisinin 3. kitabı olan Seni Kalbime Yazdım tam bir "Beauty and the Beast" tadındaydı. Ama bu kadının kalemi çok iyi. Klasik bir hikaye olabilir, ama okuması inanılmaz keyifli. Sadece bölüm başlarındaki kısa hikaye tadındaki bile bir başka. Beauty and the Beast masalını sevenler eminim bu kitaba hayran kalacaklardır. Helen, Liester Dükü'nün metresi. 17 yaşından beri. Aşık olduğunu sanıp metresi oluyor. Dükten iki çocuğu var Abigail ve Jamie. Onları korumak adına Helen kaçıyor. Leydi Vale sayesinde Sör Alistair ile tanışması bu şekilde başlıyor. Alistair'in evine kahyalık yapmaya gidiyor çocukları ile birlikte İskoçya'ya. Alistair, sömürgelerden hem fiziksel hem de ruhsal anlamda büyük yaralar ile dönüyor. Karşılaştığımız klasik savaşçılardan veya büyük babadan zengin adamlardan değil. Kendisi doğabilimci. En başta da zaten sömürgelerde olmasının nedeni de bu. Serinin ikinci kitabını okumadığım için daha bazı şeylerin kafamda havada kaldığını maalesef itiraf etmeliyim. Ama hikaye beni çekti ve elimden bırakmak istemedim. Helen'in çocuklarını çok sevdim. Ve Alistair'in onlara yaklaşımları ise çok güzeldi. Helen her ne kadar geçmişinde hatalar yapmış olsa da güçlü bir kadın. Kendisi ve çocukları için daha iyi ve daha mutlu bir gelecek arzu ettiği için zaten en başta Dük'ten kaçıyor. İyide yapıyor:) 2.kitabı okumadım ama söylemem gerekirse bu hikayeyi 1.kitaptan daha çok sevdim. Kısa geldi ama, bitmesin istedim.. Tavsiye ederim:)