Kitap ilginç başladı ama hiç de ilginç bitmedi ne yazık ki. Insanların stress altında iken ve en zayıf anlarında farkli davrandıklarını biliyorum ama bu kitapta olanlar bana gerçekçi gelmedi. Yani Ilhamının onceden tanıdığı ve ya yeni tanıştığı tüm kadınların ona asıldığına inandığı bir donemde bir anda kadınlardan erkeklere geçişini akilci bulamadım. Öte yandan Ayse Kulin Ilhamı karakterini bir anda yalancı bir karaktere dönüştürmekte ki başarısını tebrik etmek isterim. Karakterden nefret etmemizi istemiş olduğunu düşünüyorum. -SPOILER- Öncelikle ahlak kurallarına değer veren biri olarak kitaptaki çarpık ilişkiler pek hoşuma gitmedi. İlhami'nin hem Handan ile hem de Bora ile olan ilişkisi içten içe huzursuz etti beni.İkinci olarak; adam 40 yaşını geçmiş, 2 çocuğu olmuş ve bu zamana kadar farketmemiş eşcinsel olduğunu ama bir sabah kalkıyor ve "aşık oldum, aşkın cinsiyeti olmaz"'. Bir eşcinselin bunu kabullenmesi ne kadar zaman alıyor Türkiye'de acaba? Yani bu kadar kolay mı kabulleniyorlar kendilerini? Bunun bir iç hesaplaşması, kendini sorgulaması var. Üstelik İlhami evli yani onun iki katı kendini sorgulaması "napıyorum lan ben" demesi gerekirken adam sülalesi rahat bir şekilde davranıyor. Yine de Bora-İlhami ilişkisi Handan-İlhami ilişkisinden bir nebze olsun daha masumdu çünkü aşk vardı. Bence bir eşcinsel aşk böyle anlatılmamalıydı. Bence hiç bir aşk böylesine anlatılmamalıydı. Toplumumuzda zaten homofobi çok yaygın bir de bu kitabı okusalar... Eh yani! Ama kitapta takıldığım her şeye rağmen sonunda öyle bir altüst oldum ki.. Gerçekten beklemediğim bir sondu. Böylesine basit ve vasat hikayeyi ancak böyle şok bir final kurtarabilirdi zaten. Bütün eleştirileri gözardı edip okudum kitabı ancak böyle bir kitap değildi beklediğim, umduğum, istediğim. Yine de korkulan konulardan birine yer vermiş Ayşe Kulin, bu açıdan bakarsak tebrikler. Ama hikaye hoş değil!